kayıp, perde, eldiven, aşk, davet
İclal
....kadına gelen davet mektubu çok şüpheliydi, üstünde ne isim ne de damga vardı. merakla mektubu açtı bu gece olacak baloya çağrılmıştı. fakat bu kadar yüksek bir davete nasıl çağrılmıştı anlamamıştı. hazırlandı ve davet yerine gitti. perdeler sımsıkı kapatılmış İhtişamlı bir ev vardı karşısında. akşama kadar ziyafette durdu yedi içti eğlendi. çok bulanmıştı ve lavoboya gidip elini yüzünü yıkamak istedi. eldivenlerini çıkarıp kenara koydu ve ellerini yüzünü yıkadı. bir anda içerisi çok kalabalık oldu hemen oradan çıkmak için acele etti ve eldivenlerini unuttu bunun farkına varınca geri dönüp almak istedi fakat bir teki kaybolmuştu. bunun üstüne kadın geri dönme kararı verdi ve evden çıkmak için kapıya gitti ve karşısında seneler önce onu terk eden eski aşkı ve en yakın arkadaşı duruyordu......
Şenay
Genç kız elindeki zarfla davet edildiği yeri arıyordu. Her taraf bembeyaz ve bazı tabelalar karla kaplanmıştı. Kayıp olduğunu düşünerek adresi soracak birilerine bakındı. İlerde sıcacık görünen bir pastane vardı içeriye girdiğinde iliklerine kadar ısındığını hissetti. Elindeki davetiyeyi kasada duran genç adama uzattı. Genç adam gülümseyerek karşı taraftaki bir apartmanı gösterdi. Konuşması da pastane kadar sıcacıktı. Davetiyeyi aldı ama dışarı çıkmak istemiyordu. Genç adam, kıza gülümseyerek onu cam kenarındaki masaya davet etti. Genç kız gülümseyerek masaya oturdu. Eldivenlerini çıkarıp manzarayı daha iyi görmek için perdeyi köşeye çekti. Genç adam elindeki kahvelerle geri dönmüş, saatlerce konuşmuşlardı. Davet artık aşka dönüşen bir davet olmuştu...
Canan
"Sevgili babacığım...Bana anlattığın o masalları hala hatırlıyorum. Yarım kalan o masalları..Her zaman sonunu dinlemek için uykuma direnmeye çalışırdım ama hiç sonunu dinleyemedim.Söylesene baba mutlu sonla bitiyordu değil mi, kayıp prenses bulunuyor, kötü kadın cezalandırılıyor, süslü davetlerle balo düzenleyip mutlu mesut sonsuza dek yaşıyorlar öyle değil mi?Her sabah odama gelip perdeleri heyecanla açışını, beni gıdıklayarak uyandırışını ve birlikte yaptığımız kahvaltıları özledim. Neredesin baba, neden gittin? Burası çok soğuk , ellerimin çok üşüyor. Eldivenler ısıtmıyor sadece sen ellerimi tuttuğunda ellerim ısınıyordu baba. Sana en çok ihtiyacım olduğunda terk ettin beni.Babalar kız çocuklarının ilk aşkıdır derler, sen benim tek aşkımsın baba.Sana kırgın veya kızgın değilim sadece çok özledim, olurda bir gün gelir beni bulamazsan diye yazıyorum bu mektubu. Seni çok seviyorum babacığım, gökkuşağının başladığı yerden bittiği yere kadar seviyorum. "Son cümleyi yazdığında serbest bıraktı genç kız gözyaşlarını içini derin bir özlem ve hüzün kaplamıştı...
Aleyna
Yatakta kalkmaya çalışırken istemsiz olarak elimi kafama götürdüm. Yaram deli gibi sızlıyordu. Odanın karanlığına alışmaya çalışan gözlerim ışık kaynağını arıyor, zihnim de bunun yanında ne olduğunu soruyordu? Kanımın kokusuyla birlikte leş gibi bir kokunun hakim olduğu odada, bu kokuyu bile umursamıyor sadece kendime cevap arıyordum. Yavaşça yataktan kalkarken ellerimi duvarlarda gezdirdim. Belki de pencereler perdeyle örtülmüştü? Ya da tuğla? Ellerimi gezdirirken zihnim sorusuna cevabını parça parça hatırlatıyordu kendine. Çıkmaz bir sokak...Eldivenli biri... Bana yürüyor... ''S!ktir, s!ktir, ne işim var orada?'' Yaptıklarımı düşünmek için bulunduğum yerde çöküp gözlerimi kapattım. ''Yürüyordum evet. Herkes yürür... AMA LANET OLSUN KAÇ KİŞİ BÖYLE BİR YERE KAÇIRILIR?'' Nasıl bir hayatım olduğunu düşününce başımı ellerimin arasına aldım. Kayıp ilan edilmeyecektim... Kimse yokluğumu fark etmeyecekti. Kimse beni hatırlamayacaktı. Ayaklarımı sertçe yere çarptım. ''LANET. BEN DAHA KENDİMİ BULAMADIM. BEN DAHA AİLEMİ BULAMADIM. BEN DAHA AŞKI BULAMADIM'' Yakınmamın kimseye yararı olmadığını anlayınca ayak dibime baktım. Bir şey ayağıma kadar akmıştı. Elimi götürüp koklayınca bunun kan olduğunu anladım. Başım bu kadar kanadı mı gerçekten? Gözlerimle kanın kaynağını takip ederken... Hayır... Hayır olamaz. Burnuma gelen kan kokusu bana ait değildi. Burnuma gelen leş kokusu harbiden bir leşe aitti. İNSAN LEŞİNE. Çığlıklarım eşliğinde etrafa vurduğumda odanın içinde robotik bir ses duyuldu. ''Davetinizi çıkartınız, bu balo sizler için hayatta kalanlar.''
0 Comments:
Yorum Gönder