köstebek, süpernova, plankton, optik, karma
Hanife
Sonunda bitirdimmm. Bu kelimeler beni çok zorladı bir çok terim araştırdım uzayla çok ilgili olmadığım için çok karışık geldi bana umarım terimlerin anlamlarını yanlış yazmamışımdır. Çok fazla bilgim olmadığı içinde çok uzatmak istemedim umarım hoşunuza gider.
‘’Kaptan! Bir göktaşı üzerimize doğru geliyor’’.‘’Anlaşıldı yardımcı pilot Köstebek. Göktaşının etrafından dolanıyoruz’’ kaptan uzay mekiğini otomatik pilottan alıp el ile yönlendirmeye geçerken yardımcı pilot geri sayıma başladı. ‘’Göktaşı ile çarpışmaya kalan süre 10, 9, 8, 7, 6, 5,…’’ Kaptan hızı ayarlamak için sol eliyle kontrol dümenini kendine doğru çekerken sağ eliyle de yönlendirme dümenini sola doğru eğdi. ‘’4, 3, 2, 1,…’’ Uzay mekiği Columbia yavaşlayarak yan dönüp göktaşını sıfır eğimle geçerken kaptan ve yardımcı pilot nefeslerini tuttu. Göktaşı Columbia’dan uzaklaşırken kaptan ve yardımcı pilot rahat bir nefes verdiler. ‘’Kaptan nasıl bir karmanın içindeyiz bilmiyorum ama ucuz yırttık. Endişelenmeye başlamadan komuta merkezine haber vermeliyiz.‘’ ‘’Doğru diyorsun pilot Köstebek. Komuta merkezi, Columbia kaptanı konuşuyor. Göktaşını zarar almadan atlattık.’’ Komuta merkezinden cevap gecikmedi. ‘’ Komuta merkezi başkanı konuşuyor. Aferin çocuklar. Sizden beklentilerim büyük. Rotanıza dönün ve görevinizi tamamlayın’’ Komuta merkezi başkanı konuşurken arkadan gelen alkış ve çığlıklar, kaptan ve yardımcı pilota güç verdi. Görevlerini tamamlamak için önceki rotaya girip uzay mekiğini otomatik pilota bıraktılar.
Birkaç gün sonra hedeflerine ulaşmışlardı. Yardımcı pilot Köstebek, ‘’Kaptan araştırılacak gezegene ulaştık bir dakika içinde inişe geçeceğiz.’’ ‘’Anlaşıldı Köstebek inişe hazırlanıyoruz. 5, 4, 3, 2, 1 inişe geçiyoruz’’ ‘’ Kaptan! Dışarıdaki körfezlere bak sapsarı gözüküyorlar. Bence burada canlı yaşamı yoktur.’’ Kaptan,’’ Önceden yorum yapamayız. Körfezin sarı olmasının nedeni planktonlar olabilir önce bir örnek alıp inceleme yapmamız lazım.’’ ‘’doğru diyorsun kaptan. İniş takımlarını hazırlıyorum.’’ İniş takımlarını giydikten sonra yardımcı pilot Köstebek kapıyı açacak düğmeye bastı ve kapı gürültüyle açılırken etrafı beyaz duman kapladı. Ağır ağır adımlar atarken aldıkları nefeslerin sesleri dışarıya boğuk çıkıyordu. Sarı akan suya yaklaşıp baktıklarında hareket eden yosunlar ve denizanalarını gördüler. kaptan ‘’Yardımcı pilot köstebek gördün mü sana dediğim gibi suyun sarı olması planktonlardan kaynaklıymış gibi gözüküyor ama biz yine de biraz örnek alıp inceleyelim.’’ Kaptan eğilip tüpe su doldururken, yardımcı pilot elindeki kaba sarı suyun içinden topladığı yosunları yerleştirdi. Ayağa kalktıklarında gökyüzüne baktılar. Gökyüzünde kırmızı bir nokta gittikçe yaklaşıyordu. Kaptan ve yardımcı köstebek gözlerini kapatıp açarak tekrar baktılar. Kırmızı nokta hala oradaydı. ‘’Kaptan bu kırmızı noktada ne?‘’ ‘’Bir optik yanılsama olabilir yardımcı köstebek’’ Onlar dalmış bir şekilde kırmızı noktaya bakarken kulaklıklarına komuta merkezinden bir ses geldi. ‘’Komuta merkezinden Columbia’ya cevap verin komuta merkezinden Columbia’ya’’ ‘’Ben Columbia kaptanı, sorun ne komuta merkezi’’ ‘’Hemen oradan uzaklaşın süpernova oluşacak tahmini 15 dakika içinde uzaklaşmanız lazım. Yıldızın büyümesi çok hızlı oluşuyor.’’ Yaşanacak olan olayın korkusu kaptan ve köstebeğin yüzünden okunuyordu. Komuta merkezine cevap dahi veremeden Uzay mekiğine ulaşmak için çok büyük adımlar atıyorlardı. Üzerlerindeki ağırlıktan ağır hareket etmeleri onlara 8 dakika kaybettirmişti. Uzay mekiğine girdiklerinde giydiklerini değiştirmeden mekiği kaldırmak için kontrol noktasına ilerlediler. Gezegenin yörüngesinden çıkmaları 6 dakika almış olsa da henüz tehlike geçmiş değildi. Bir yıldız patlaması ne kadar büyükse etkisi de o kadar büyük oluyordu. Artık gördükleri kırmızı nokta çok daha büyük gözüküyordu gözlerinde. ‘’Kaptan! ne yapacağız zamanımız azalıyor.’’ ‘’Son şansımızı deneme zamanı. Işık hızına geçiyoruz yardımcı pilot köstebek. Hazırlığa geç!’’ ‘’anlaşıldı kaptan’’ kaptan sol eliyle yavaşça kontrol dümenini iterken sağ eliyle de ışık hızına geçeceği düğmeye basmaya hazırlandı. Gözleri, patlayacak olan yıldızdayken, Kaptan ‘’Geri sayıma başlıyorum 5, 4, 3,’’ ‘’Kaptan!!!! Başaramayacağızzz.’’ ‘’2, 1, 0,’’ kaptan düğmeye basarken yardımcı pilot köstebekle beraber gözlerini yumdular. Duydukları tek şey arkalarında oluşan patlamanın sesiydi.
‘’Oğlum Emre uyanma vakti bugün büyük gün’’ Emre gözlerini açıp annesine baktı. ‘’oh be kurtulduk.’’ Annesi gözleri şaşkınlıktan fal taşı gibi açılmış halde oğluna baktı. Oğlu oyuncak köstebeğine sarılmış, derin derin nefes alıyordu. ‘’Ne oldu oğlum neden bu kadar korktun.’’ Emre nefes alıp vermeyi bıraktıktan sonra, ‘’Yardımcı pilot köstebek ile uzaya çıktık ama az kalsın yıldız patlıyordu son anda kurtulduk.’’ Annesi gülümseyerek Emre’nin başını okşadı. ‘’Bugün uzay mekiğini gezmeye gideceksin. Sanırım o yüzden etkilendin. Rüyanda uzay mekiği gördüğüne göre şimdi gerçeğini görme vakti. Hadi yardımcı pilotunu hazırla bakalım yola çıkıyoruz.’’
Şenay
“Köstebeklik hiç bana göre değildi ama şirketin geleceği için bu bilgileri elde etmek zorundaydım. Şu ana kadar yakalanmadan, elde ettiğim bilgileri patronuna teslim etmeyi başarsam da bu sefer ki beni zorlayacak gibiydi.
Elinde siyah ofis çantası taşıyan adamın peşinden giderken dikkat çekmemek için rafta “Süpernova patlamaları" yazan dergiyi alıp takip etmeye devam ettim. Apartmana girdiğinde şifreli olduğu için giremiyordum. Dikkat çekmemek için elimdeki dergiyi açtım. Okuyormuş gibi yaparak, adamın çıkmasını beklemekten başka bir şey yapamazdım. Açtığım sayfada ki başlıklar garibime gitmişti ve incelemeye başlamıştım.
“Araştırmacılar açık denizde geçirdikleri 3,5 yılda, 3 bin 500 plankton numunesi inceledi ve 140 bin kilometrelik mesafe kat ederek dünya genelinde 210 noktayı ziyaret etti. Çalışmalar sırasında, organizmaların yayılma alanı tespit edildi, birbirleriyle nasıl bir etkileşimde oldukları ortaya çıkarıldı ve bir dizi genetik analiz yapıldı.
Araştırma Başkanı Chris Bowler, "Plankton, balina yeminden çok daha fazlası. Bu küçük organizmalar dünya biyolojik kütlesinin hayati öneme sahip ve ayrılmaz parçasıdır. Fotosentez sayesinde her yıl gezegenimizdeki oksijenin yarısını üretiyorlar. Hatta onlar, dünya okyanusunun besin zincirinin tepesinde yer alıyorlar" diye belirti.”
Garibime giden bu bilgileri daha fazla merak ederek sayfayı çevirdim.
“Optiğin tarihi Antik Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarının merceği geliştirmesiyle başlar. Bilinen ilk mercekler, M.Ö. 700'lerde Asurlular tarafından cilalı kristalden ya da genellikle kuartz, yapılmıştır. Layard/Nimrud Merceği bunun bir örneğidir. Antik Romalılar, cam kürelere su doldurup mercek olarak kullanmışlardır. Optik alanında gelişmeler, ışık hakkındaki genel teoriler ile Yunan ve Hint filozofların geliştirdiği görme kuramlarını beraberinde getirdi. Bu ilerlemeler, Greko-Romen kültüründe geometrik optiğin gelişimini sağladı. "Optik" sözcüğü Yunanca görünüş, görünüm anlamına gelen "ὀπτική" (optikí) sözcüğünden türemiştir.”
İyice okumaya dalmıştım, arkamda hissettiğim nefesle arkamı döndüm.
“Sen olduğunu hiç düşünmemiştim. Demek en başından beri şirketteki bilgileri sızdıran sendin.” dedi. Yakalanmıştım sonunda ama hiç böyle yakalanacağımı düşünmemiştim.
Şimdi ise yeni bir bilgi öğrendim. Alzheimer, beyin hücrelerinin yol olmasına neden olan ilerleyici bir nörolojik hastalık. Sosyal beceriler, davranışlar ve mantıklı düşünme yeteneği de zamanla olumsuz etkilenir. İnsan zamanla her şeyi bu hastalık yüzünden unutuyordu ama ben, o günü aklımdan bir kez olsun unutamadım.” dedi yaşlı adam son sözlerini söylerken...
Arkadaşımın verdiği bu kelimeleri sanırım kimse birleştiremedi, Hanife dışında 🤭
0 Comments:
Yorum Gönder