2. Bölüm Üçüncü Şahıs

            

Şenay

Saat gece yarısını gösterdiğinde yavaşça odanın kapısını açıp dışarı çıktım. Buraya ilk geldiğim gün aklıma geldi ve hüzünle arkama baktım. Uyandığımda nerede olduğuma anlam verememiştim. Geldiğimde bahçedeki çiçekler yavaş yavaş soluyordu. Şimdi ise yeniden açmak üzerelerdi. Genç şehzade artık güvende, güvendiği insanlar haricinde onu bilen herkes ölmüştü. Şimdi ise evime zamanıma dönme vaktiydi. Annemi, ninemi ve teyzemi özlemiştim. Bir yıla yakın zamandır buradaydım. Orada ne kadar zaman geçtiğini, benim yokluğumla annemin ne kadar telaşlandığını düşünmeden edemiyordum. Artık veda zamanıydı, tereddüt edemezdim. Bahçeyi hızla geçerek büyük kapıyı açmak için uzandığımda aniden çıkarak Zeliha kapının önüne geçti.


Canan

Uyuyamıyordum, yaşanan olayları düşünmeye başladım. Sera’nın bir anda gelişi tüm hayatımı alt üst etmişti, bu zamana ait olmadığını, gelecekten geldiğini söyleyip herkesin kafasını karıştırmıştı ama pek çok olayda bizimle savaşıp bize yardım etmişti. Düşünürken ona karşı nazik davranmadığımı fark ettim, hem ailesinden uzakta yaşayıp hem de bizim olaylara dahil olmuştu. Ben bunları düşünürken yan kapının açıldığını ve sonrasında gelen adım seslerini duydum. Yan oda Sera’ya aitti, adım seslerini takip ettim. Muhtemelen mutfağa su içmeye gitmiştir diye düşünüyordum ama adım sesleri tam tersi istikametten geliyordu. Sessizce odadan çıkıp takip ettim. Bahçenin orta yerinde durmuş ve arkasına bakmıştı. Fark edildim korkusuyla çalıların arkasına saklandım. Ama fark etmeyip yürümeye devam etti. Arkasından koşup tam büyük kapıyı açacakken durdurdum onu. "Nereye gidiyorsun bu saatte?" dedim.


Şenay

Zeliha'nın gözlerinden artık ne hissettiğini tamamen anlayamıyordum. Önceden hüzün ve korkuyla titreyen bu gözler şimdi korkusuzca bakıyordu bana. “Gitmek zorundayım, ben buraya ait değilim. Ailemin yanına evime dönmek istiyorum.” dedim yorgun gözlerle. Burada kaldıkça Mehmet'e daha çok bağlanacağımı, ondan ayrılamayacağımı hissediyordum ama bunu Zeliha'ya da yapamazdım. Zamanıma dönüp hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etmeliydim. 


Canan

“Sera ben Mehmet’e layık bir eş olamadım, hep ona zarar verdim ve sana da haksızlık yaptım. Gitmek zorunda değilsin burada yaşayabilirsin.” Dedim. Onlara yaşattıklarımdan sonra bu kadarını hak ediyordu, gitmesinin sebebi olmak istemiyordum. Yorgun yüzü düşünceli bir hal almıştı ama yine de kararından vazgeçmeyecek gibiydi. “Ben özür dilerim Sera, korkak gibi davranıp çok düşüncesiz hareketlerde bulundum.” Gitmesini istemiyordum çünkü gittiğinde mutsuz olacakmış gibi hissediyorum. “Zeliha ben buraya ait değilim yaptıklarını unuttum ama burada kalamam ailemi özledim lütfen daha fazla ısrar etme.” Çaresiz çıkıyordu sesi. “Sera birkaç gün daha kal hem Mehmet’e veda bile etmeden mi gideceksin?”


Şenay

Gözlerim dolmak üzereydi. Ona veda etmek istiyordum ama veda edemezdim. Ne zaman gözlerine baksam daha çok yanında kalmak istiyordum. “Zeliha onun zevcesi sensin. Mehmet’e yaptığın her şey aileni korumak içindi, şimdiyse her şey geçmişte kaldı. Mehmet yaptıkların için seni çoktan affetti, eğer affetmeseydi seni yanında tutmazdı. Diğerleri gibi sende ölürdün, bunu en iyi sende biliyorsun.” dedim. Zeliha başını eğip mırıldandı, ne söylediğini duyamamıştım. Başını elimle kaldırıp gözlerine baktım. “Sen Mehmet beyin zevcesisin, beyinin baş tacı, evinin hanımısın. Sen istedin diye beni yanında tutmaz çünkü zevcesini seviyor.” dedim. Son sözlerimle ikimizin de gözlerinden birer damla yaş düştü. 


Canan

“... bunu en iyi sen biliyorsun.” dedi başımı eğdim, gözlerimdeki acizliği görmesini istemediğimden. “ Mehmet bey beni değil seni seviyor.” dedim. Başımı eliyle kaldırdı, sanki söylediklerimi duymamış gibi Şehzade’nin beni sevdiğini söylüyordu. Asıl gerçeği o da biliyordu ama gitmek istediği için beni bahane ediyor gibiydi. Madem bu kadar gitmek istiyordu engel olmak bana düşmezdi. Kapının önünden çekildim. Son bir defa arkasına baktı. Hafızasına kazıyormuşçasına baktı. Sonra dönüp bana baktı, gözyaşımı silip sarıldı. “Bir daha gelecek misin?” diye sordum. “Bilmiyorum, neler olacağı hakkında hiçbir fikrim yok.” diyerek ayrıldı benden. Gözlerime son kez bakıp koşarak çıktı büyük kapıdan.


0 Comments:

Yorum Gönder